Eşim Nilay
ve 19 yaşına yeni giren kızım Ebru ile Antalya’da yaşıyoruz.
Eşim hafta sonu iki günlüğüne Ankara’ya gidecekti, Cumartesi sabah havaalanına götürüp uçakla yolcu ettim.
Eşim hafta sonu iki günlüğüne Ankara’ya gidecekti, Cumartesi sabah havaalanına götürüp uçakla yolcu ettim.
Eve dönüp
biraz televizyon izledim, biraz bilgisayara takıldım, öğlen olmuştu. Kızım Ebru
dershaneydi ve dersi öğleden sonra bitiyordu. Ebru’ya bir sürpriz yapıp
dershaneden alayım, yemeği de dışarıda yeriz diyerek dershanesine gittim.
Gittiğimde
henüz çıkmamışlar biraz bekledim. Az sonra çıkmaya başladılar, Ebru beni
görünce şaşırdı. Anneni Ankara’ya yolcu ettim bizde baba kız eğleniriz dedim.
Tamam, nereye gidiyoruz dedi. Öncelikle karnımızı doyurmaya, hadi bakalım
dedim.
Çantasını
arabaya atıp, büyük bir alışveriş merkezine gittik ve karnımız doyurduk.
Şimdi ne
yapıyoruz dedi. Bende biraz alışveriş yapmamız lazım sana şık bir kıyafet
düşünüyorum dedim. Kıyafeti duyunca boynuma atladı. Benim kıyafetleri çok
sevdiği biliyorsun, tamam o zaman sana bırakıyorum dedi. Sonrada sen nasıl olsa
düşünmüşsündür dedi.
Sen bana bırak gerisine karışma hadi gidelim dedim.
Sen bana bırak gerisine karışma hadi gidelim dedim.
Daha sonra
gece kıyafetleri ve abiye kıyafetler satan mağazaları dolaşmaya başladık. Her
giydiği elbisede iltifatlar yağdırıp güzelliğini övmeyi ihmal etmiyordum. O
mağaza senin bu mağaza benim dolaştıktan ve yüzlerce kıyafet denedikten sonra trapez
kısacık bir gece elbisesi aldık.
Aldığımız
elbise vücudu saran, sırt dekolteli ve oldukça mini bir elbise. Çok sayıda
mağaza dolaşıp bir çok seksi kıyafet giyip çıkardı ama üstünde karar kıldığımız
bu seksi trapez ona çok yakıştı.
Elbisenin
rengi siyah olduğu için Ebru’nun sutyeni elbisede sırıtıyordu. Sana bir takım
siyah çamaşır alalım dedim. Evet, beyaz içinde hoş durmadı dedi. Mağazanın iç
çamaşırı reyonuna geçip çamaşırlara baktık. Hep iddialı ve seksi modelleri
gösterip hangisi diye soruyordum. Hepsi de birbirinden seksi çamaşırlardan bir
tanesini seçip şu olsun dedik.
Ödemeyi
yapıp çıktıktan sonra hadi bakalım şimdi de ayakkabıcıya gidiyoruz dedim. Ebru
ayakkabıda mı alacağız dedi. Bu güzel elbisenin altına Convers giymeyi
düşünmüyorsun herhalde dedim. Evet, şık bir ayakkabı güzel olur ama biraz
yüksek topuklu olsun dedi.
Tamam, istediğin yükseklikte alırız dedim.
Tamam, istediğin yükseklikte alırız dedim.
Ayakkabı
mağazalarının da birçoğunu dolaştık. Platform tabanlı ve yüksek topuklu bir
ayakkabıyı seçtik. Elbisenin rengi ile uyum içerisinde ve çok iddialı olacaktı.
Ebru her
şeyi bana bırakmış istedikleri fazlasıyla gerçekleşiyordu. Elinden tutup gel
bakalım şimdide biraz süslenelim diyerek bijuteri mağazasına götürdüm. Elbisene
yakışacak bir şeyler seç dedim. Uzun uzun denemelerden sonra bir kolye, bir
çift küpe, iki tanede yüzük aldı.
Saate
baktığımda akşam olmuş hava kararmaya başlamıştı. Hadi gidiyoruz dedim. Eve
gittiğimizi düşünüyordu. Kuaförün önüne geldik in bakalım dedim. Kuaföre mi
gidiyoruz dedi. Evet bu güzel şeyleri
giyip bugün biraz eğlen bakalım dedim. Arabada bir kez daha sarılıp ina namıyorum
çok güzel olacağım dedi. Sen zaten güzelsin sadece bugün bunu biraz ortaya
çıkarıyoruz dedim.
Gittiğimiz
Kuaföre eğlence yerine gideceğimizi saçını ve makyajını buna uygun yapmasını
söyledim. Parasının yanında bolca bahşiş vermeyi de ihmal etmedim. Ebruya dönüp
seni arabada bekliyorum dedim.
Yaklaşık bir
saat sonra Ebru geldiğinde gözlerime inanamadım, kuaför aldığı paranın hakkını
vermişti. Ebru gözlerinin içi gülerek nasılım dedi. Fıstık gibisin seni yememek
için kendimi zor tutuyorum dedim.
Arabaya
binip eve geldiğimizde saat ilerlemişti. Alışveriş paketlerini açıp haydi
aldıklarımız giy bakalım. Bende üstümü değiştirip geliyorum dedim.
Yatak
odasına gidip geceye uygun şık bir şeyler giydim. Salona geçip Eda’yı beklemeye
başladım. Biraz sonra kapıdan başını uzatıp hazır mısın dedi. Hazırım deyince
içeri girdi. Vücudunu saran mini elbise yüksek topuklu ayakkabılarla daha da
minileşmiş bacaklarını güzelliğini ortaya çıkarmıştı. Saçı, makyajı ve
takılarıyla karşımda tam bir afet vardı.
Gözlerimi
alamıyordum, önümde defilede yürüyen mankenler gibi şov yapıyordu. Ayağa
kalktım, bebeğim muhteşem olmuşsun dedim. Gelip bana sarıldı ve hepsini sen
seçtin teşekkür ederim babacım dedi. Bende ona sarılıp, yanağına bir öpücük
kondurdum ve senin için seçtiklerim bitmedi, gece yeni başlıyor dedim.
Nasıl yani
dedi. Hadi soru sormayı bırak ta gir koluma bakalım dedim. Öğleden sonra
yediğimiz yemekle duruyorduk, akşam olmuş saat 22:00 ye geliyordu.
Canlı müzik
yapan bir Restoran’a gittik. Arabayı park ettim, Ebru koluma girdi, yüksek
topuklarla benim boyumu geçmek üzereydi. Sakin ve nezih bir ortamda canlı müzik
eşliğinde yemeğimizi yedik. Garson içecek olarak ne alırdınız dediğinde ben
Bira istedim, Ebru kola istedi. Ebru kolasını içerken, burada kola içiyorsun
ama biraz sonra gittiğimiz yerde sende bira içeceksin dedim. Nereye gideceğiz
hem ben hiç bira içmedim dedi. Eğlenmeye diyerek üstü kapalı cevap verdim.
Yemeğimizi
yedikten sonra gece kulüplerinin birinde aldık soluğu. Gecenin ritmi başlamış
insanlar eğleniyordu. Ebru’nun elinden tutup dans pistine yürüdüm. Bir süre
hoplayıp zıpladıktan sonra yorulunca yerimize oturduk.
Gelen
garsona iki bira söyledim. Biralar gelince hadi bak bakalım tadına dedim.
Terleyen Ebru buz gibi bira bardağını eline aldı önce minik bir yudum içti ve
tahmin ettiğimden daha güzelmiş ben acı zannediyordum dedikten sonra birkaç
yudum içti. Dinlenip tekrar kalkıncaya kadar biranın yarısından fazlasını
bitirdi.
Pistte bir
süre daha eğlendikten sonra hadi gidelim dedim. Hesabı ödeyip çıkarken daha
birayı bitirmemiştim dedi. Olsun kalanı da gittiğimiz yerde içersin dedim.
Başka yer mi gidiyoruz dedi evet bebeğim daha kurtlarımızı dökemedik değil mi
dedim.
İkinci gece
kulübüne gittik eğlence tam gaz sürüyordu, hemen bizde katıldık, müziğin
coşkusunu doyasıya yaşadık. Yorulunca oturup biraları söyledik. Hem dinlenip
hem biralarımızı yudumladık. Biralar bitince, Ebru elimden tutup hadi biraz
daha kurt dökelim diyerek beni kaldırdı. Ebru ısınmaya başlamıştı.
Dansın ve
müziğin ritmine fazlasıyla ayak uyduruyordu. Kısacık olan elbisesi zaman zaman
sıyrılıp iç çamaşırı görünüyordu. Aldırış ettiği yoktu ama ben ara ara
düzeltiyordum.
Yorulup
tekrar oturduk ve yeni biraları istedik. Biralarımız yarım olmuşken slov dans
müziği çalmaya başladı. Pisttekiler sarmaş dolaş dansa başlayınca hadi bizde
dans edelim dedim. Ebru tamam deyip elini uzattı. Elinden tutup dansa
kaldırdım.
Ebru içkinin
etkisiyle her geçen dakika daha hoş oluyor, daha rahat hareket ediyordu. Ebru
ellerini boynuma dolarken bende kollarımı beline doladım. Tek vücut olmuştuk,
zaten etrafımızdakilerin çoğu da ayakta sevişir haldeydi. Birkaç dakika dans
ettikten sonra hadi gidelim bu gecenin kalanını evde devam ederiz dedim.
El ele
geldiğimiz gece kulübünden yine el ele sevgililer gibi çıktık. Nasıl eğlendin mi
diye sordum. Çok hem de çok eğlendim dedi. Arabaya bindik giderken bir büfenin
önünde durup yüksek alkollü kırmızı biralardan aldım.
Arabanın ön
koltuğunda oturan ve elbisesi sıyrılmış olan Ebru’nun koltuğunu biraz arkaya
yatırıp rahatça ayaklarını uzatmasını söyledim. Külotuna kadar bacakları ortaya
çıkmıştı. Yolda giderken elimle bacaklarını hafiften okşayarak, çok güzel
bacakların var bebeğim dedim. Gülümseyerek öyle mi dedi. Evet, şuna baksana
sütün gibiler diyerek tekrar okşadım.
Eve
gelmiştik biralarımızı alıp salona geçtik. Kendi bardağıma normal bira
koyarken, Ebru’nun bardağına yüksek alkollü biradan doldurdum. Biraları
yudumlarken müziği açtım. Oturduğumuz yerde hem dinliyor hem içiyorduk.
Ben ilk
birayı içmeden Ebru ikinciye başlamıştı. Hadi sağlığına, hadi güzelliğine diye
kadeh kaldırıyordum ama içmiyordum.
Ebru oturduğu koltuğa iyice yayılmış, biraları götürüyordu. Biraz sonra kalkmak için hamle yaparken hemen elinden tutup kaldırdım. Tuvalete gideceğini söyledi ama alkolün etkisiyle dili dolanmaya başlamıştı.
Ebru oturduğu koltuğa iyice yayılmış, biraları götürüyordu. Biraz sonra kalkmak için hamle yaparken hemen elinden tutup kaldırdım. Tuvalete gideceğini söyledi ama alkolün etkisiyle dili dolanmaya başlamıştı.
Koluna girip
tuvalete kadar götürdüm. O tuvaletteyken ikinci biranın kalanını da bardağına
doldurup slov dans müziklerini ayarladım.
Tuvaletten çıkınca hemen koluna girip koltuğuna oturttum. Ebru iyice neşelenmiş kahkahalar atıyordu.
Tuvaletten çıkınca hemen koluna girip koltuğuna oturttum. Ebru iyice neşelenmiş kahkahalar atıyordu.
Bardağını
verdim ve en kötü günümüz böyle olsun diyerek kadeh kaldırdım. Ebru birayı su
gibi içiyordu. Bardağın sonuna doğru dans edelim mi dedim. Gözleri yarı açık
olur dedi. Elinden tutarak kaldırdım ama bıraksam düşecekti sanki. Kollarımı
beline dolarken, onun kollarını da boynuma doladım.
Yine tek
vücut olmuştuk. Bir süre öyle dans ettik. Ama dans değil sanki sevişiyordum.
Ebru’nun ayakta duracak hali kalmamıştı. Hadi seni yerine yatırayım diyerek
yatak odasına doğru götürdüm. Ayaklarını atmakta zorlanıyor yürüyemiyordu.
Sürükleyerek götürüp yatağa yatırdım.
Yarı sızmış
haldeki Ebru yatakta tüm seksiliği ile uzanıyordu. Saçlarını okşayıp öperek
boynuna indim. Boynundan göğüslerine doğru yalayarak elbisesine geldim.
Elbisenin üstünden göğüslerini okşayarak külotuna geldim. Minicik string
külotunun üstünden koklayıp öperek bacaklarına doğru indim. İki bacağını da
okşayıp yalayarak ayağına kadar geldim. Ayakkabıları hala ayağında idi ve ona
çok yakışmıştı.
Önce
elbisesini sıyırıp çıkardım. Böylece iç çamaşırlar ve ayakkabıları ile
kalmıştı. Göbek deliğinden başlayarak göğüslerine doğru yalayarak çıkıp sutyenini
çıkardım. Limon kadar olan göğüslerini yaladıktan sonra göğüs uçlarına
ısırıklar attıktan sonra aşağıya doğru yöneldim.
Hiç acelem
yoktu, yatağımdaki lolitanın tadını çıkarıyordum. Mağazada gördüğüm o string
külot şimdi Ebru’nun üstünde tüm seksiliği ile beni azdırıyordu. Amının
dudaklarını anca kapatan bu minicik çamaşırı içindeki amla birlikte koklayıp
yavaşça çıkarttım.
Üzerinde
sadece ayakkabılar kalmıştı. Bacaklarını okşayarak ayakkabılarını çıkarttım.
Ayakuçlarından başlayarak amına kadar öperek geldim. Amına geldiğimde dilimi
içine doğru sokup yalamaya ve emmeye başladım. Tazecik amı o kadar tatlıydı ki
yalamaya doyamıyordum.
Kendime
gelip bir nefes aldıktan sonra bir çırpıda soyundum. Artık bende Ebru gibi
çıplaktım. Aletimi yüzünde ve dudaklarında gezdirdikten sonra prezervatif
taktım. Bacaklarını aralayıp amının dudaklarına tekrar yumulup yalamaya
başladım. Sanki dilimle siker gibi iyice kayganlaştırdım.
Kayganlaşan
ve açılan deliğe aletimin kafasını küçük vargellerle yavaş yavaş soktum. Bütün
gün beklediğim ve istediğim an gelmişti artık içindeydim. Ritmik hareketlerle
boşalma noktasına yaklaşırken dudaklarına yumuldum. İçine girip çıkıyor aynı
zamanda dudaklarını emiyordum. Bu anlatılmaz yaşanır zevk havai fişek gibi
patlayan menilerimle son buldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder